'Şeker fabrikasının özelleştirilmesinde çalışanların hakları korunacak'

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba: Özelleştirme sürecinde, çalışanlarımızın bütün hakları korunacak ve hiçbir mağduriyet oluşmayacak

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Mart 2018 11:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Şeker fabrikasının özelleştirilmesinde çalışanların hakları korunacak'

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde söz konusu fabrikalarda çalışanlarla, pancar ekimi yapan çiftçilerin korunması ve fabrikalarda üretimin devamlılığının temel ilke olarak belirlendiğinin belirterek, "Özelleştirme sürecinde, çalışanlarımızın bütün hakları korunacak ve hiçbir mağduriyet oluşmayacak. Türkşeker'e pancar temin eden çiftçilerimiz, mevcut kotaları kapsamında pancar üretmeye devam edecekler." ifadesini kullandı.

Fakıbaba, yazılı açıklamasında, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'ye (Türkşeker) ait 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesiyle ilgili olarak farklı kesimler tarafından getirilen eleştirilerle kamuoyunun açık bir şekilde yanıltılmak istendiğini ifade etti.

Şeker pancarı üretiminin AK Parti hükümetleri döneminde önemli ölçüde yükseldiğinin altını çizen Fakıbaba, "2002 yılında 16,5 milyon ton olan şeker pancarı üretimi, 2017'de 20,8 milyon tona ulaşmıştır. Üretimde yapılan planlama yanında, modern tarım teknikleri ve sulama yöntemleri ile birim alandan elde edilen verim düzeyi ortalama yüzde 50 artmıştır. Böylelikle pancar üreticilerimizin refah seviyesi yükseltilmiştir." bilgilerini paylaştı.

Fakıbaba, özelleştirme ile şeker pancarı fabrikalarının daha etkin çalıştırılması ve verimliliklerinin artırılması, böylece üretim maliyetlerinin azaltılmasının hedeflendiğini vurgulayarak, maliyetlerin aşağı çekilmesinin, yurt içi pancar şekeri fiyatları ile dünya fiyatları arasındaki farkı azaltacağını, pancar şekerinin daha uygun fiyatlardan tüketilmesine imkan sağlayacağını ve sektörün rekabet gücünün geliştireceğini aktardı.

Özelleştirmede söz konusu fabrikalarda çalışanlarla, pancar ekimi yapan çiftçilerin korunması ve fabrikalarda üretimin devamlılığının temel ilke olarak belirlendiğinin altını çizen Fakıbaba, "Özelleştirme sürecinde, çalışanlarımızın bütün hakları korunacak ve hiçbir mağduriyet oluşmayacak. Çalışanlarımızın yanı sıra çiftçilerimizin de hakları korunacaktır. Türkşeker'e pancar temin eden çiftçilerimiz, mevcut kotaları kapsamında pancar üretmeye devam edecekler. Özelleştirilecek fabrikalara, üretime devam edilmesi zorunluluğu da getirilmiştir. Fabrikayı alacak yatırımcı, şartname gereği kota dahilinde üretim yapmak mecburiyetindedir." değerlendirmesinde bulundu.

Fakıbaba, fabrikaların, arsası için alınacağı iddiasının yanlış olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Şeker üretimi ile doğrudan ilişkisi bulunmayan arsa ve araziler ihale dışında tutulmuştur. Özelleştirmeyle birlikte Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) üretiminin artacağı iddiası da doğru değildir. NBŞ üretiminde, kanunla sınırları belirlenmiş bir kota vardır. Bu kota miktarının artırılması söz konusu değildir. Şekerle ilgili kota yetkisinin Bakanlar Kurulu'na devredilecek olmasıyla ilgili dile getirilen iddialar da tamamen yanlış ve spekülatiftir."

Şeker pancarı ve şeker sektörünün, ülke tarımı için büyük önem arz ettiğine işaret eden Fakıbaba, sektörün ülke menfaatlerine uygun yönetilmesinin, hükümetin önceliği olduğunu ve bu doğrultuda, şeker fabrikalarını, pancar üreticilerini ve tüketicileri olumsuz etkileyecek hiçbir uygulamaya izin verilmeyeceğini kaydetti.

Fakıbaba, "Tüm bu gerçekler ortadayken, özellikle bazı muhalif siyasetçilerimiz tarafından üreticilerimizi endişeye, halkımızı korkutmaya yönelik hayal mahsulü birtakım iddialar ve senaryoların dile getirilmesi üzüntü vericidir. Evhamlar üreterek olumsuz algı oluşturmaya dönük bu tür açıklamalar aynı zamanda siyasi ahlaka da sığmamaktadır." ifadelerini kullandı.

Öte yandan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Türkiye'nin dünya un ihracatında birinci, dünya makarna ihracatında ikinci sırada yer aldığını belirterek, "120 ülkeye un ve bulgur ihracatı, 150 ülkeye makarna ihracatı yapmaktayız." dedi.

Fakıbaba, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) tarafından yerli ve yabancı un üreticileri ile ihracatçıların Antalya Belek'te bir araya geldiği, "TUSAF 14. Uluslararası Kongre ve Sergisi"nin açılışında, kamuoyunun tarım sektörü, un, unlu mamuller ve sanayi hakkında doğru bilgilendirilmesinin önemine değindi.

Kongrenin gıda güvenliğine, buğday üretiminin geliştirilmesine, buğday ve sağlık ilişkisinin net olarak anlaşılmasına önemli katkılar sağlayacağını aktaran Fakıbaba, "Tarım, hayati, vazgeçilmez, iktisadi ve stratejik bir sektördür. Bilindiği üzere tarım, tarih boyunca insanlığın hayatını idame ettirmesi ve yerleşik hayata geçip medeniyetler kurmasında en temel araç olmuştur. Geçmişten bugüne tarımsal ürünlerin üretim, tüketim ve ticareti bütün dünyada hayati önem taşıyor." diye konuştu.

Hububat fiyatlarının genel olarak yatay seviyede seyrettiğini anlatan Fakıbaba, 2017-2018 döneminde, dünya hububat üretiminin 2,6 milyar ton, ticaretinin ise 400 milyon ton seviyesinde gerçekleştiğini, son 5 yıldır dünyada hububat üretiminin rekor seviyelerde olduğunu dile getirdi.

- "Ülkemiz bir hububat üssüdür"

Türkiye'nin hububat üssü olduğuna işaret eden Fakıbaba, son 15 yılda dünya hububat ticaretinin Türkiye'nin etrafında döndüğünü söyledi.

Fakıbaba, "2018 yılı kışlık hububat ekilişleri tamamlandı, bugün itibarıyla bitki gelişiminde herhangi bir olumsuzluk yoktur. İnşallah önümüzdeki birkaç ay içinde yeterli yağış alındığında bereketli bir hasat sezonu yaşayacağımıza inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Buğdayın, ismi, üretimi, yetiştiriciliği, başağı, samanı, danesi, unu, ekmeği, gibi yüzlerce özelliği, kavramı, anlamı ve kutsalı içinde barındıran bir değer olduğunu belirten Fakıbaba, şöyle devam etti:

"Ülkemiz kendi ihtiyacı için buğday ithal eden bir ülke değildir. Zaman zaman konuşuluyor, 'Buğdaya bile muhtaç duruma getirdiler bizi' diye, muhalefet bunu çok söylüyor. Ama Türkiye buğday ithal etmemektir. İş adamlara hizmet etmeyi AK Parti hükümetleri olarak ibadet olarak görüyoruz. Son birkaç yıla bakıldığında Türkiye'de yaklaşık 2,5-3 milyon ton buğday üretimi mamul madde ihracatı için kullanıyor. Dolayısıyla Türkiye, buğdayda kendine yettiği gibi çiftçimizin ürettiği buğdayla un, bulgur, bisküvi, makarna ihracatı da yapmaktadır. Anadolu toprakları buğdayın ana vatanıdır. Dünyanın en kaliteli makarnalık buğdayı da bu coğrafyadadır. Ülkemiz makarna ihracatında kullandığı buğdayın yarıdan fazlasını içerideki üretimle karşılamaktadır. Son 10 yıla baktığımızda 41,4 milyon ton buğday ithalatına karşılık, 48,5 milyon ton ihracat gerçekleştirilmiştir. Bu durumda ülkemiz buğdayda net ihracatçı konumundadır."

Hükümetin hayata geçirdiği Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projesinin Türkiye'nin hububat üssü ünvanını daha da pekiştireceğine dikkati çeken Fakıbaba, projenin aynı zamanda uluslararası emtia borsacılığı alanında Türkiye'yi önemli bir merkez yapacağını kaydetti.

Fakıbaba, TMO öncülüğünde ülkeye uzun süreli kiralama yöntemiyle 4 milyon ton civarında lisanslı depo kazandırılması için çalıştıklarını bildirdi.

- "Ekmekte tuz miktarını azalttık"

Türkiye'nin dünya un ihracatında birinci, dünya makarna ihracatında ikinci sırada yer aldığını anlatan Fakıbaba, şöyle devam etti:

"120 ülkeye un ve bulgur ihracatı, 150 ülkeye makarna ihracatı yapmaktayız. 2013 yılında sektörle istişare halinde un tebliğimizi düzenledik. Türk insanının beslenmesinde ekmeğin yeri büyüktür. Ben ekmek yemediğim zaman doymuyorum, mutlaka Anadolu insanı ekmek yiyecektir. 2012'de yayınladığımız ekmek ve ekmek çeşitleri tebliğinde, ekmekte tuz miktarını azalttık. Hiç tuz kullanmıyorum, ekmekte tuz miktarını azaltmamız çok önemli. Ekmek satılan her yerde tam buğday ekmeği ve kepekli ekmek bulundurulmasını sağladık. Yapılan araştırmalarda Türkiye'de yetersiz beslenmede ekonomik güçlüklerden daha ziyade, bilgi eksikliği ve uygulamada yapılan hataların etken olduğu ortaya çıktı. Un üretimi ve teknolojisinde insan için sağlıklı olan kepek oranını artırdık. Ekmekte kepek oranı gittikçe aratacaktır. Yaptığımız ve yapacağımız düzenlemelerle obeziteyle mücadelede ve aşırı tuz tüketimine bağlı olarak görülen hastalık sayısında azalma sağlayacaktır. Ülkemizin en önemli gıda maddesi ekmektir. Ne yazık ki yılda 1,7 milyar ekmek israf ediliyor. Bunun mutlaka önlenmesi lazım. Belki insanlar açlıktan ölürken 1,7 milyar ekmeğin israf edilmesi insanlık adına ne kadar acı bir olay. İsraf eden iflas eder. Bakanlığımız tam buğday ekmeğinin tüketiminin yaygınlaştırılmasını desteklemektedir. Ben tam buğday ekmeği yemediğimde karnım doymuyor. Tam buğday ekmeği kadar ekmeğin sertleşmesinin önlenmesi, bayatlamayı geciktirmesi ve sindiriminin daha sağlıklı olması sebebiyle ekşi hamurun önemini de ayrıca dile getirmek istiyorum."

Fakıbaba, Alo Gıda 174 kapsamında denetim ve kontroller yaptıklarını, buna Alo 180'in de ilave edileceğini sözlerine ekledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber